27.6.14

ÜKG Kapak Tanıtımı: Her Şey Bitti Derken || Katja Millay







Nastya tam 450 gündür konuşmuyorsa, gülmüyor ve ağlamıyorsa, 
bir bildiği olmalı;
bazı günler sadece öfkesiyle ayakta durabiliyorsa, 
bir umudu olmalı; 
ayakları onu dönüp dolaşıp Josh’a götürüyorsa, 
bir nedeni olmalı;
ve tam 450 gün sonra yeniden konuşmaya karar veriyorsa, 
söyleyecekleri olmalı. 

Josh hayatındaki herkesi teker teker kaybediyorsa, 
bunun bir açıklaması olmalı;
etrafında görünmez bir güç kalkanıyla dolaşıyor, herkesten kaçıyorsa, 
bir derdi olmalı; 
ve kasabaya yeni gelen kıza Günışığım diyorsa, 
bir sırrı olmalı. 


 Her Şey Bitti Derken, hayat denen yapbozun parçalarını bir arada tutan şeyin sevmek olduğunu bilenlerin, bir de günün en karanlık saatinde çıkagelip, “Her şey bitti demek için çok erken” diyecek bir günışığını bekleyenlerin hikâyesi.

22.6.14

27. ÜKG Blog Turu: Uçuşta || R. K. Lilley



Orijinal adı: In Flight
Yazar: R. K. Lilley
Yayınevi: Aspendos
Sayfa: 326



Çekingen kabin memuru Bianca, milyarder otel sahibi James Cavendish'i gördüğünde zorlukla kazandığı bütün soğukkanlılığını kaybeder. Yüksek topuklu ayakkabıyla on bin metre yükseklikte şampanya tepsisini rahatça taşıyabilen bir kız için, ilk karşılaşmalarında dizlerinin bağının çözüldüğünü şaşkınlıkla fark etmiştir. Genelde soğukkanlı olan Bianca, James'in turkuaz gözlerine bakmaktan kendini alamaz. O gözlerde direnmenin imkânsız olduğu bir meydan okuma, bir vaat vardır. Oysa o, "hayır" demeye ve bunu gerçekten kastetmeye alışık bir kızdır. 

Bianca, first classta görevli bir kabin memuru olarak süper modeller ve film yıldızlarıyla ilgilenmeye alışıktır ama James Cavendish, yakışıklılığıyla hepsini gölgede bırakmıştır. Aslında bu dehşet verici adam hakkında karşı konulamaz bulduğu tek şey görünüşü olsaydı, Bianca onu görmezden gelebilirdi. Ama aklını hiç olmadığı kadar başından alan şey, tanıştıkları andan itibaren Bianca'nın üzerinde kurduğu hâkimiyet ve onun gözlerinden okuduğu zevk ile acı vaadidir.

19.6.14

Kitap Yorumu: Şehvetin Kölesi || Kresley Cole (Immortals After Dark #4)


Bowen diğerlerinin görüş açısından çıkarak, Mari’yi bir ağaca yasladı. “Pençelerimi o iblisin boğazına saplayıp lanet olası omurgasına kadar deşmek istiyorum.”

“MacRieve, dur...” 

Eli birden havaya kalkarak kızın başının arkasını kavradı. Kulağına doğru uzandı. “Bu gece senin bana ait olmanı sağlayacağım, Mariketa.” Aksanı ağdalıydı ve sanki biçim değiştirmeye başlarken ses telleri bozuluyormuş gibi boğuk çıkıyordu. “Bu diğer adam kalbinin bir parçasına sahip olabilir ama ben bütün vücuduna sahip olacağım.” Diğer elini kızın boynundan göğüslerine kaydırdı ve ikisini de sırayla avuçladı. Sıcak ve sert elinin altındaki göğüs uçları –tıpkı MacRieve’in söz verdiği gibi- hala sızlıyordu. “Sözümü not et, sana öyle bir sahip olacağım ki, başka kimseyi hatırlamayacaksın. Bu geceden sonra sana dokunmam için kıvranacak, seni öpmem için can atacaksın. Ateş başına vurunca bedeninin her zerresi benimkini efendisi olarak görücek.” 

Mari, onun sözlerinden ve kendisine güveninden şaşırmış –ve evet, heyecanlanmış- bir halde nefesini titrekçe üfledi. 

“Bunu olmuş bil, cadı.” 

15.6.14

Kitap Yorumu: Daima Aşk || Sandi Lynn (Forever #1)



Sanırım hayatımda bir kitabı ilk defa bu kadar hızlı okuyup bitirdim. O kadar akıcı ki bir bakmışsınız kitabın sonuna gelmişsiniz :) 

14.6.14

Kitap Yorumu: Ateş || Maya Banks (Breathless #2)




“Bebeğim dinle beni.” 

Bethany tekrar geri çekildi, bakışları adamınkileri buldu. 

“Bahsettiğin güç, kontrol ile ilgili değil. Senin itaatinle ilgili değil. Benim hakimiyetimle ilgili değil. Bu duygusal güçle alakalı. Ama bebeğim, senin de benim üzerimde aynı biçimde bir gücün var. Söz konusu bizim ilişkimiz olunca, senin sahip olduğun güç benimkinin çok ötesinde.” 

Bethany’nin gözleri şaşkınlıkla açıldı. 

“Bu doğru,” dedi Jace. “Senin çok daha fazla gücün var, tahmin edebileceğinin çok ötesinde bir kontrolün var. Kalbim senin ellerinden. Saçmalık filan değil bu. Seni kandırmak için duymak istediğin sözleri söylemiyorum. Daha dürüst olamazdım. Ben seninim, bebeğim. İtiraf ediyorum. Kalbim, ruhum, hepsi sana ait.” 

1.6.14

Kitap Yorumu: Christmas Eve at Friday Harbor, Rainshadow Road, Dream Lake || Lisa Kleypas ( Friday Harbor #1,2,3)


Geçenlerde Ankara’ya sevgili Kitap Esintisi'ni ziyarete gitmiştik Kitab-ı Sevda ile. Seriyi de Arkadaş Kitapevi'nde bir sürü güzel kitabın arasında gördüm. Tabii hemen koşa koşa İlkim’in yanına gittim. Çünkü bu seriyi okumama sebep olan insandır kendisi. Ve şunu söylemem gerek ki kitapların kapakları, baskıları muhteşemdi. İlkim’le test ettik ve kesinlikle beğendik :) Sonra bu kitabı okuduktan bir sayfada yorumladığım aklıma geldi. Bir araştırmaya giriştim ve yorumumu buldum. Bloguma da ekleyeyim dedim.

Seri, Lisa ablanın en beğendiğim serilerinden biri -çünkü kitap günümüzde geçmesi ile kalmıyor doğaüstü özellikleri olan şahıslarda mevcut. Friday Harbor, 5 kitaplık bir seriden oluşuyor. Ben serinin ilk 3 kitabını okudum zira kendisi 5. kitabını yazmakta ve bu yıl içinde çıkması planlanmakta. İlk üç kitap Nolan erkeklerimizi anlatmakta.