22.6.14

27. ÜKG Blog Turu: Uçuşta || R. K. Lilley



Orijinal adı: In Flight
Yazar: R. K. Lilley
Yayınevi: Aspendos
Sayfa: 326



Çekingen kabin memuru Bianca, milyarder otel sahibi James Cavendish'i gördüğünde zorlukla kazandığı bütün soğukkanlılığını kaybeder. Yüksek topuklu ayakkabıyla on bin metre yükseklikte şampanya tepsisini rahatça taşıyabilen bir kız için, ilk karşılaşmalarında dizlerinin bağının çözüldüğünü şaşkınlıkla fark etmiştir. Genelde soğukkanlı olan Bianca, James'in turkuaz gözlerine bakmaktan kendini alamaz. O gözlerde direnmenin imkânsız olduğu bir meydan okuma, bir vaat vardır. Oysa o, "hayır" demeye ve bunu gerçekten kastetmeye alışık bir kızdır. 

Bianca, first classta görevli bir kabin memuru olarak süper modeller ve film yıldızlarıyla ilgilenmeye alışıktır ama James Cavendish, yakışıklılığıyla hepsini gölgede bırakmıştır. Aslında bu dehşet verici adam hakkında karşı konulamaz bulduğu tek şey görünüşü olsaydı, Bianca onu görmezden gelebilirdi. Ama aklını hiç olmadığı kadar başından alan şey, tanıştıkları andan itibaren Bianca'nın üzerinde kurduğu hâkimiyet ve onun gözlerinden okuduğu zevk ile acı vaadidir.


Evettt bugün 27. ÜKG Blog Turu ile ilk defa karşınızdayım. *heyecandan yerinde duramayan blogger* Ve Bay Cevandish yüzünden ateşli bir tur olacağını şimdiden söylemek istiyorum ;)

Bianca Karlsson, nam-ı değer Buttercup; kabin memurumuz, çok güzel, doğal sarışın ve giydiği kocaman topuklu ayakkabılar dışında 1.78 boya sahip -evet çok pis kıskanmaktayız- En yakın arkadaşı Stephan kardeşi gibi. Bianca’nın da dediği gibi aslında etle tırnak gibiler. Stephan’ı çok seveceğinizi düşüyorum. Zira küçüklüklerinden beri birlikteler ve birçok zorluk atlatıyorlar. Yaşadıkları hayatlarını şekillendiriyor ve ikiz gibi hareket ediyorlar. Uçuşlarını birlikte programlıyorlar, yan yana ev alıyorlar, izin günlerini birlikte kullanıyorlar, bir gün birinin arabası ile havaalanına gidiyorlar diğer gün diğerinin. Yine böyle bir uçuş gününde çok özel ama çok özel adamımız Bay Cavendish ile karşılaşıyorlar. Bianca birinci sınıf bölümünden sorumlu ve doğal olarak karşılaşmamaları imkansız. Ama ilk birbirlerini görmelerinde ikisi de duvara toslamış oluyorlar. *valla ben Buttercup’un yalancısıyım duvara toslamış gibi oldum, dedi :P* Evet etkilenme aşamasından sonrası malum Bay Cavendish ne kadar özel jeti olsa da soluğu Bianca’nın birinci sınıf uçuşlarında alıyor. Kitabımız ise o uçuşlardan biri ile başlıyor. Başlıyor ama durdurabilene aşk olsun. Zira Bay Cavendish gözünü Bianca’nın üzerine dikmiş durumda. Sonrası ise ateşli uçuşlar :)

James Cavendish, kahverengi-sarı saçları ile muhteşem turkuaz gözlere sahip. Bronz mu bronz bir cildi var ki bütün kitap süresince Bianca yüzünden sizde görmek için merak ediyorsunuz. Ve en önemlisi CEO. Sayısını bilmediğimiz oteller zincirine sahip. Ama öyle diğer CEO’lar gibi soğuk nevale değil James, gayet sıcak kanlı. Ve çok açık sözlü. Bu zamana kadar hiç böyle açık sözlü karakter ile karşılaşmamıştım. Ne istiyorsa –özellikle Bianca’dan lafı dolandırmadan çat yüzüne söylüyor. Bazen bu birazcık gözümüze batsa da sevinilesi. Yukarıda da dediğim gibi James ilk gördüğünden beri Bianca’nın peşinde. İstediği şeyi de bir şekilde etmeye başarıyor.

Şunu söylemem gerek ki Uçuşta bir erotik romans -içinde Bdsm olanından hem de. Doğal olarak ne beklemeniz gerektiğini bilerek okuyun.


 ''Benim olmanı istiyorum Bianca. Bana itaat edecek misin?''

Çiftimiz ilişkilerine başlarken tabii her şey öyle güllük gülistanlık olmuyor. James kesinlikle çok sahiplenici. Öyle ki ileriki zamanlarda pilotlardan bile kıskanmaya başlıyor kızımızı. Bir inişli bir çıkışlı ilişkilerinde şunu fark ediyorlar ki aslında ne kadar birbirlerinden taviz vermeseler de onlar birbirleri için yaratılmış. Geçmişte yaşadıkları sorunlar, sonrasından yaşamlarını oluşturan davranışları, istekleri, tutkuları, sapkınlıkları… Dediğim gibi her şey güzel gitmez ve rüyayı da olmayacak kişi bozuyor ve olaylar patlak veriyor. Sonrasında yaşananlar ise kitaba aksiyon katıyor. Geçmişin ise hiçbir zaman geçmişte kalmadığını da anlıyoruz.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder