11.9.14

Kitap Yorumu: Efsane || Marie Lu (Legend #1)




Gerçek, Efsane’ye dönüşecek...

Los Angeles, Kaliforniya Cumhuriyeti, 2130 
Nüfus: 20,174,282 

Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet’in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. 

Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day’in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesişen yolları, onları Cumhuriyet’in karanlık sırlarına götürecektir. 

Efsane, gerçekten adına yakışır bir kitap. Bu kadar geç okuduğum için pişman bile oldum denebilir. İki ay önce başlamak için elime almıştım ama ne olduysa araya başka kitaplar girince kaynadı gitti. Tatilde artık okuyayım dedim veeeeeeee tabii ki hemencecik bitti. Başlarda biraz sıkıldım gibi oldum ama sonra gelişen olaylar yüzünden bir baktım ki kitabı bitirmişim. Gerçekten nasıl bitti anlamadım.

Burası tamamen farklı bir dünya. İnsanlar, Cumhuriyet ve Koloniler olarak ikiye ayrılmış durumda. Neye göre ayrılıyorlar diye merak ediyorsanız; Cumhuriyet, 10 yaşına gelen çocukları bir testte tabii tutuyor. Aslında bunu bir gen yapısına bakmak olarak da söyleyebiliriz. En yüksek puanı alanlar Cumhuriyet tarafından gelecekte asker olarak yetiştirilmek üzere okullara gönderiliyor. Başarısız olanlara da tabii ki diğer kapı gösteriliyor. Cumhuriyet’tekiler onları sözde çalışma kampları adı altında yerlere götürüyorlar ama gerçek hiç öyle değil.

Day ise bu testten başarısız olmuş ve Cumhuriyet tarafından aranan azılı bir deli :) Deli diyorum ama sevdiğimden zira kendisi çok yetenekli. Cumhuriyet’e zarar verirken hep bir şekilde kurtulmuş ve bu onu en çok arananlar arasına koymuştur.

June ise dahimiz. Testten en yüksek puanı alan tek insan -acaba gerçekten öyle mi?- Ve bu ona dokunulmazlık veriyor. İşin aslı ilk zamanlar kendisini hiç sevemedim. Çünkü burnu havada her şeyi ben bilirim ayaklarında. Ama niye öyle olmasın ki. Sonuçta o Dahi! Amacı ise ağabeyi gibi iyi bir asker olmak. Ailesinden bir tek ağabeyi kalmıştır ve ikisi birbirlerine çok bağlılar.





Kitabı okurken June ile Day’in doğal olarak karşılaşacaklarını bilsek de merakla bunun nasıl olacağını bekledim. Ve kader onları öyle bir şekilde karşılaştırıyor ki inanın keşke olmasaydı diyorsunuz. Keşke böyle bir şey olmasaydı da karşılaşmasalardı diyorsunuz. En azından ben dedim. Çünkü ölen şahıs yüreğimi dağladı. -Neyse toparlanıyorum-


Seni bulacağım, Los Angeles’ın sokaklarını didik didik edeceğim. Gerekirse Cumhuriyet’teki her sokağı arayacağım. Seni oyuna getireceğim, kandıracağım, bulabilmek için yalanlar söyleyeceğim, insanları aldatacak, hırsızlık yapacağım, saklandığın yerden çıkmaya zorlayacak ve kaçacak hiçbir yerin kalmayana kadar takip edeceğim. Sana yemin ediyorum: Hayatın artık bana ait!


June bu intikam duyguları ile Day’in peşine düşüyor. Çok kararlı bir şekilde köhne sokaklara doğru yol alır ve kendisi bilmese de Day ile yolları kesişir. Tanrının işine bakın ki June bunu anlayamaz. Bir şekilde birlikte hareket ederler. June’nun amacı sözde biraz daha kalıp Day hakkında karşılaştığı çocuğa sorular sormaktır ama iş öyle değildir. İkili bir şekilde birbirlerinden etkilenirler. Kitapta bundan sonra açılıyor tabii ve duramıyorsunuz.






Aptal çocuk. Hükümetten bu kadar kolay kaçabilmiş olman bile mucizeydi ama artık ailen ve arkadaşların bu kadar risk altındayken kaçamazsın. Bir suçluya acımayacağım, diye kendime hatırlattım sertçe. Sadece ödeşeceğiz.







Kitabın iyi olacağını biliyordum. Ama yaşlarının bu kadar küçük olması ile ilgili sıkıntılarım vardı. 15 yaşında bu kadar zeki ve pratik olmaları beni biraz düşündürdü. Ama okurken kitabın heyecanına kendimi o kadar kaptırmışım ki fark edemedim oraları. O yüzden sizin de çekinceleriniz varsa korkmayın başlayın.

İkinci kitap içinde pek fazla bekleyeceğimizi sanmıyorum zira Pegasus ikincisi için kolları sıvamış durumda. Her an ön sipariş verebiliriz ;)




 
Ve sizi ÜKG tarafından hazırlanan Prodigy – Deha’nın videosu ile baş başa bırakıyorum.







Melis A.

Orijinal Adı: Legend
Yazarı: Marie Lu
Yayınevi: Pegasus Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder